29 Aralık

Miras Hukuk Nedir ? Miras Bırakanın Bankadaki Parası Üzerinde Mirasçıların Hakları

Kişinin ölümü ile birlikte bankadaki parası üzerinde tüm mirasçılar ortaklaşa hak sahibi olur. Türk medeni Kanunu’nun 640.maddesine bu ortaklık mirasın paylaşılmasına kadar sürer. Paylaşma anına kadar mirasçılardan hiçbiri bankadaki paraya dokunamaz


beyza@afyoncu.av.tr

Yasal miras paylaşımı nasıl yapılır?

Yasal miras paylaşımı mirasbırakanın bir vasiyetname bırakıp bırakmamasına göre değişiklik göstermektedir. Ölümünden önce yasal şartlara uygun bir vasiyetname bırakan şahsın malvarlığı saklı paylara riayet etmek kaydıyla vasiyetnamesinde belirttiği şekilde paylaştırılır. Ancak bir ölmeden önce bir vasiyetname düzenlemeyen kişinin mirası eşinin hayatta olup olmamasına göre farklı şekilde paylaştırılacaktır. Mirasbırakanın eşi hayatta ise ve alt soy yani vefat edenin çocukları ile birlikte mirasçı olursa mirasın 1 / 4 sağ kalan eşe ait olacak ve kalan 3 / 4 çocuklar arasında eşit olarak paylaştırılacaktır. Sağ kalan eş miras bırakanın annesi ve babası ile birlikte mirasçı olur mirasın yarısı sağ kalan eşin kalan yarısı da miras bırakanın annesi ve babası arasında eşit olarak paylaştırılacaktır. Sağ kalan eş miras bırakanın büyükannesi ve büyükbabası ile birlikte mirasçı olursa mirasın 3 / 4 ü sağ kalan eşe verilir ve kalan 1 / 4 te mirasbırakanın büyük anne ve büyük babaları arasında eşit olarak paylaştırılır.  Eğer mirasbırakanın eşi hayatta değil ise miras alt soy varsa alt soy arasında alt soy yoksa üst soy arasında eşit olarak paylaştırılır.

Vasiyetname yoksa mal paylaşımı nasıl yapılır?

Mirasbırakanın vasiyetname bırakmaması halinde mirasçılar için miras paylaşımı eşin hayatta olup olmamasına göre değişiklik göstermektedir. Ancak bunun da öncesinde mirasbırakanın ölüme bağlı sözleşme akdedip akdetmediği araştırılır. Eğer ortada atanmış bir mirasçı yok ise miras paylaşımına geçilebilir. Burada sağ kalan eş ile alt soy birlikte mirasçılar ise mirasın dörtte birini sağ kalan eş kalan payı ise alt soy yanı çocuk ve torunlar aralarında eşit olarak paylaşırlar. Sağ kalan eş müteveffanın anne ve babası ile birlikte mirasçı olursa bu defa mirasın 1 / 2 si eşin kalan 1 / 2 si de anne baba ve onların altsoyu arasında eşit olarak paylaştırılır. Sağ kalan eş büyük anne ve büyük baba zümresi ile mirasçı olarsa bu defa mirasın 3 / 4 ünü alır. Kalan payda bu zümre arasında eşit olarak paylaştırılır.Mirastan kimler pay alabilir?Türk Hukuk sistemi içerisinde mirastan pay alacak kişiler belirlenirken zümre sistemi esas alınmıştır. Bu zümre sistemi içerisinde 3. Zümreye kadar olan akrabalar mirasbırakanın mirasından pay alabilirler.  Bu zümre sistemi içerisinde 1. Zümre mirasbırakanın alt soyudur. Yani miras bırakanın çocukları ile torunları 1. Zümreyi oluşturur. Mirasbırakanın annesi-babası ve kardeşleri ile yeğenleri 2. Zümreyi oluşturmaktadır. 3. Zümre ise mirasbırakanın büyükanneleri büyükbabaları amca, dayı, hala ve teyze gibi akrabalardan oluşur. İşte mirasbırakanın mirasından bu 3 zümrede olan mirasçılar pay alabilirler. Bunun dışında kalan kimseler mirastan pay alamazlar. Bu yasal mirasçılar dışında bir de kan bağı olmayan kimseler bir vasiyetname ile mirastan pay alabilirler. Bu durumun gerçekleşmesi için mirasbırakanın vasiyetname düzenlemesi şarttır. Zümreler arasında kanuni bir sıra vardır. 1. Zümreden mirasçılar hayatta ise 2. Zümreden kimse hak iddia edemez.Mirasta saklı pay ne demektir?Türk Hukuku mirasbırakanın malvarlığı üzerinde vasiyetname veya başka bir ölüme bağlı tasarrufla istediği gibi devirler yapmasını engellemeye çalışmıştır. Mirasbırakanın bir kısım mirasçılarının miras üzerinde saklı payı bulunmaktadır. Yani mirasbırakan malvarlığı üzerinde saklı paylara dokunmamak kaydıyla dilediği gibi tasarrufta bulunabilir. Ancak saklı pay denilen oranları mirastan çıkarılma hariç olmak üzere başkasına devredemez. Devretmesi halinde saklı paylı mirasçılar dava açarak bu devirleri iptal ettirebilirler.Mirasta saklı paylı mirasçı kime denir?Saklı paylı mirasçıların kimler olduğu Türk Medeni Kanunu’nda açıkça belirtilmiştir. Buna göre mirasbırakanın sağ kalan eş, çocukları, torunları ve anne ve babası saklı paylı mirasçılardır. Mirasbırakanın altsoyunun saklı payı yasal miras payının yarısı, mirasbırakanın anne ve babasının saklı payı yasal miras payının 1/ 4 ü, sağ kalan eşin saklı payı ise anne baba veya altsoy ile birlikte mirasçı olursa yasal miras payının tamamı diğer hallerde ise yasal miras payının 3 / 4 üdür. Mirasbırakanın kardeşlerinin miras üzerinde saklı payı 2007 yılında yapılan kanun değişikliği ile kaldırılmıştır.

Mirasçılıktan çıkarma nasıl yapılır?

Saklı paylı mirasçıların Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen bir takım hareketlerde bulunmaları halinde mirasbırakan tarafından mirastan çıkarılabilirler. Kanuna göre saklı paylı mirasçılar mirasbırakana veya yakınlarına karşı ağır bir suç işlerse veya mirasbırakana veya mirasbırakanın aile üyelerine karşı aile hukukundan doğan ödevlerini yerine getirmez ise mirasbırakan tarafından mirasçılıktan çıkarılabilir. Mirastan çıkarılan saklı paylı mirasçı mirastan pay alamayacağı gibi tenkis davası da açamaz. Mirasçılıktan çıkarılan bu saklı paylı mirasçının payı altsoyu var ise ona geçer altsoy yok ise diğer mirasçılar arasında eşit oranda paylaştırılır. Mirasbırakan mirastan çıkarma sebebini açıkça belirtmelidir. Aksi halde çıkarma işlemi geçersiz olur.

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi nasıl yapılır?

Mirasbırakan ölmeden önce yapacağı bir sözleşme ile bir malvarlığı değerine ölünceye kadar bakması koşulu ile 3. Kişiye devredebilir. Bu 3. Kişi yasal mirasçı olabileceği gibi atanmış mirasçı da olabilir. Bu sözleşme ile mirasbırakan bir malvarlığı değerini bakım borçlusuna devretme bakım borçlusu ise mirasbırakana ölünceye kadar bakma borcu altına girer. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi resmi şekilde düzenlenmek zorundadır. Mirasbırakan 2 tanık eşliğinde noter veya sulh hukuk hakimine başvurarak sözleşmeyi düzenletebilirler. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi bu şekil şartlarına uyulmaması halinde geçersiz hale gelir.

Reddi miras nedir?

Mirasçılar kimi zaman mirasbırakan ile aralarındaki kişisel husumetlerden dolayı, kimi zamanda mirasbırakanın malvarlığının borca batık olmasından dolayı kalacak mirası istemeyebiliyorlar. Bu doğrultuda yasal ve atanmış mirasçılara kanun mirası reddetme hakkı tanımıştır. Mirasçılar mirasbırakanın ölümü ile birlikte mirasçı olduklarını öğrendikleri tarihten itibaren 3 ay içerisinde mirası reddedebilirler. Bu red beyanı yazılı veya sözlü olarak sulh hukuk hakimine yapılmalıdır. Aksi halde geçersiz olur. Ancak eğer mirasbırakanın malvarlığı borca batık ise bu defa mirasçıların irade beyanına lüzum kalmadan otomatik olarak miras reddedilmiş sayılır. Ayrıca miras en yakın mirasçıların tamamı tarafından reddedilirse sulh hukuk hakimi mirası iflas hükümlerine göre tasfiye eder. Tasfiyenin ardından bir malvarlığı değeri kalmış ise miras reddetmemiş gibi mirasçılara verilir.

Mirasçılık belgesi nedir?

Mirasbırakanın ölümü ile ardında kimlerin mirasçı olduğunu gösterir belgeye mirasçılık belgesi adı verilir. Mirasçılık belgesinin diğer adı veraset ilamıdır. Mirasçılık belgesinin çıkarılması için tek bir mirasçının dahi başvurusu yeterlidir. 2011 yılından önce mirasçılık belgesi sadece sulh hukuk mahkemeleri tarafından verilebiliyorken yapılan bir kanun değişikliği ile noterlerde artık mirasçılık belgesi düzenleyebilmektedirler. Ancak mirasçılar arasında yabancı ülkede yaşayan veya yabancı ülke vatandaşı var ise noterler mirasçılık belgesi düzenlememektedir. Mirasçılık belgesini sadece yasal mirasçılar değil atanmış mirasçılarda talep edebilirler.

Mirasın reddi, dul ve yetim maaşı almaya engel midir?

Bir şahsın kendisine kalan mirası reddetmesi mirasbırakandan kendisine kalan dul veya yetim aylığını almasına engel değildir. Çünkü mirasbırakanın mirası ile mirasçıların hak kazandığı dul veya yetim aylıkları farklı hukuki gerekçelere bağlanmıştır. Dul ve yetim aylıkları mirasbırakanın yıllar boyu devlete yatırdığı primler neticesinde altsoyu ve eşinin üzerinde doğan bir takım haklardır. Yani bu haklar mirasbırakan üzerinde doğmadan doğrudan mirasçılar üzerinde doğmaktadır. Mahiyetlerindeki farklılık nedeniyle mirası reddetmek bu maaşları almaya engel teşkil etmez.

 Miras bırakanın sağlığında yaptığı paylaştırmaya karşı ne yapılabilir?

Mirasbırakan sağlığında yaptığı paylaşımlar ile saklı paylı mirasçılarının haklarını azaltmış veya yok etmiş ise bu saklı paylı mirasçılar tenkis davası adı verilen bir dava açarak bu paylaşımların kendileri ile alakalı kısmını iptal ettirebilirler. Burada saklı paylı mirasçı sadece saklı payına ilişkin burumu dava edebilir. Bunun dışında kalan oranlar üzerinde eğer paylaşım hukuka uygun ise müdahale edemez. Bu davayı mirasçı zararını öğrendikten itibaren 1 yıl her halükarda 10 yıl içerisinde açmalıdır.

Hangi durumlarda mirasçılıktan çıkarma davası açılabilir?

Kanuna göre saklı paylı mirasçılar mirasbırakana veya yakınlarına karşı ağır bir suç işlerse veya mirasbırakana veya mirasbırakanın aile üyelerine karşı aile hukukundan doğan ödevlerini yerine getirmez ise mirasbırakan tarafından mirasçılıktan çıkarılabilir.

Sağ kalan eşin miras hakkı nedir?

Mirasbırakanın sağ kalan eşinin miras payı mirasçı olduğu zümreye göre değişiklik göstermektedir. Sağ kalan eş alt soy yani vefat edenin çocukları ile birlikte mirasçı olursa mirasın 1 / 4 sağ kalan eşe ait olacak ve kalan 3 / 4 çocuklar arasında eşit olarak paylaştırılacaktır. Sağ kalan eş miras bırakanın annesi ve babası ile birlikte mirasçı olur mirasın yarısı sağ kalan eşin kalan yarısı da miras bırakanın annesi ve babası arasında eşit olarak paylaştırılacaktır. Sağ kalan eş miras bırakanın büyükannesi ve büyükbabası ile birlikte mirasçı olursa mirasın 3 / 4 ü sağ kalan eşe verilir ve kalan 1 / 4 te mirasbırakanın büyük anne ve büyük babaları arasında eşit olarak paylaştırılır

Vasiyetname nasıl hazırlanır?

Vasiyetnameler sözlü, el yazılı ve resmi şekilde olmak üzere 3 türlü hazırlanabilir.Sözlü vasiyetname ancak olağanüstü durumlarda ve başka bir vasiyet düzenleme ihtimalinin olmadığı anlarda hazırlanabilir. Uygulamada örneği neredeyse hiç yoktur.Mirasçı deprem, sel vb. gibi ölüm tehlikesinin yüksek olduğu durumlarda yanında bulunan 2 tanığa sözlü olarak vasiyette bulunur. Daha sonra bu sözlü vasiyet tanıklar tarafından yazıya geçirilir. Tanıklar yazıya geçirdikleri bu sözlü vasiyeti sulh hukuk hakimine teslim ederler.Bu vasiyetin geçerlik şartlarından bir diğeri de tanıkların okur yazar olmasıdır.

El yazılı vasiyet mirasbırakan tarafından baştan sonra kendi el yazısıyla yazılan vasiyet türüdür. Bu vasiyet türünün bir mahkemeye sunulma zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak tek şart baştan sonra el yazısı ile yazılması ve tarih atılmasıdır. Bu 2 şarttan biri dahi gerçekleşmez ise vasiyet geçersiz olur.

Resmi vasiyette kişinin okuma yazma bilip bilmemesine göre 2 şekilde yapılır. Okuma yazma bilenlr tarafından hazırlanan resmi vasiyet notere veya sulh hukuk hakimliğine sunularak onaylanır. Bu onaylama işlemi tarih belirtilerek yapılmak zorundadır. Bu onayın ardından resmi vasiyet 2 tanık huzurunda tekrar okunur ve tanıkların imzası ile geçerli hale gelir. Okuma yazma bilmeyenlerin vasiyetnamesinde de mirasbırakan taleplerin vasiyet memuruna bildirir. Memur bu doğrultuda bir vasiyet hazırlar ve tanıkların önünde mirasbırakana okur. Mirasbırakanın onaylaması ve memur ile tanıkların imzalaması ile vasiyet geçerli hale gelir.

Nikahsız eş ve evlilik dışı çocuk mirastan pay alabilir mi?

Mirasbırakanın mirasından pay alabilmek için yasal veya atanmış mirasçı olmak gerekmektedir. Yasal mirasçılar mirasbırakanın çocukları, eşi, anne ve babası, kardeşleri, büyükanne ve büyükbabaları ile onların çocuklarıdır. Bunlar dışında kalan nikahsız eş eğer atanmış mirasçı değil ise yani vasiyetname ile mirastan pay sahibi olacağı istenmemiş ise mirasbırakana mirasçı olamaz. Evlilik dışı çocukların mirastan pay alabilmeleri için ise baba tarafından tanınmaları gerekmektedir. Tanınan çocuklar evlilik için doğmuş gibi mirastan pay alabilirler. Eğer çocuklar mirasbırakan ölmeden önce tanınmamışlar ise mirasbırakanın ölümünden sonra da bu doğrultuda bir dava açarak mirastan pay alabilirler.

Miras bırakanın ölmesi ile terekedeki intikale uygun olan özel hukuk ilişkileri Medeni Kanun Kanun gereği otomatik olarak mirasçılara geçiyor. Mirasçıların terekeyi (mirası) kabul ettiklerine dair bir beyanda bulunmalarına veya başkaca bir işlem yapmalarına gerek kalmıyor. Mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanmış oluyorlar. Mirasçılar, Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, miras bırakanın ayni haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve miras bırakanın borçlarından da kişisel olarak sorumlu olurlar. Miras hukuku nedir? sorusuna gerçek kişinin ölmesi veya bu kişinin gaipliğine dair bir karar verilmesi halinde, ölen kişinin malvarlığının kimlere, ne oranda ve nasıl intikal edeceğini düzenleyen hukuk kurallarına deniyor.

Gerçek kişinin ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi neticesinde bu kişinin Medeni Kanunun Miras Hukuku hükümleri uyarınca belirlenen malvarlığı, tereke olarak adlandırılıyor. Miras bırakan, ölümü veya gaipliğine karar verilmesi neticesinde, bıraktığı malvarlığına dair hukuki ilişkilerin ve paylaşımın kuralları düzenlenen kişidir. Mirasbırakanın ölümü veya gaibliğine karar verilmesi neticesinde, ondan kalan tereke ile ilgili olarak hak sahibi olan kişiye (ya da kişilere) de mirasçı deniyor.

Atanmış (İradi) mirasçılar da, miras bırakanın ölümü veya gaipliğine karar verilesi ile mirası kazanabiliyorlar. Yasal mirasçılar, atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlü olurlar. Mirasçı sayısının birden fazla olması halinde;

- Mirasçılar arasında Kanundan doğan bir “miras ortaklığı” meydana gelir.

- Mirasçılar tereke üzerinde elbirliği halinde hak sahibi olurlar

-Mirasçılar, miras bırakanın borçlarından, kendilerine ait (miras bırakana değil) tüm mal varlığı ile sorumlu olacaklardır. Bu sorumluluk, miras bırakanın ölümüyle başlar; Mirasın paylaşılmasından sonra da , miras bırakanın borçlarından sorumluluk , mirasçıların bütün malvarlıkları ile müteselsil (zincirleme) olarak devam eder. Bu sorumluluk, mirasın paylaşılmasından itibaren veya, miras bırakanın ölümünden sonra yerine getirilmesi gereken borçlarda, borcun muaccel olduğu tarihten 5 yıl geçince sona erer.

Miras bırakanın ölmesi ile terekedeki intikale uygun olan özel hukuk ilişkileri Medeni Kanun Kanun gereği otomatik olarak mirasçılara geçiyor. Mirasçıların terekeyi (mirası) kabul ettiklerine dair bir beyanda bulunmalarına veya başkaca bir işlem yapmalarına gerek kalmıyor. Mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanmış oluyorlar. Mirasçılar, Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, miras bırakanın ayni haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve miras bırakanın borçlarından da kişisel olarak sorumlu olurlar. Miras hukuku nedir? sorusuna gerçek kişinin ölmesi veya bu kişinin gaipliğine dair bir karar verilmesi halinde, ölen kişinin malvarlığının kimlere, ne oranda ve nasıl intikal edeceğini düzenleyen hukuk kurallarına deniyor.

Gerçek kişinin ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi neticesinde bu kişinin Medeni Kanunun Miras Hukuku hükümleri uyarınca belirlenen malvarlığı, tereke olarak adlandırılıyor. Miras bırakan, ölümü veya gaipliğine karar verilmesi neticesinde, bıraktığı malvarlığına dair hukuki ilişkilerin ve paylaşımın kuralları düzenlenen kişidir. Mirasbırakanın ölümü veya gaibliğine karar verilmesi neticesinde, ondan kalan tereke ile ilgili olarak hak sahibi olan kişiye (ya da kişilere) de mirasçı deniyor.

Atanmış (İradi) mirasçılar da, miras bırakanın ölümü veya gaipliğine karar verilesi ile mirası kazanabiliyorlar. Yasal mirasçılar, atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlü olurlar. Mirasçı sayısının birden fazla olması halinde;

- Mirasçılar arasında Kanundan doğan bir “miras ortaklığı” meydana gelir.

- Mirasçılar tereke üzerinde elbirliği halinde hak sahibi olurlar

-Mirasçılar, miras bırakanın borçlarından, kendilerine ait (miras bırakana değil) tüm mal varlığı ile sorumlu olacaklardır. Bu sorumluluk, miras bırakanın ölümüyle başlar; Mirasın paylaşılmasından sonra da , miras bırakanın borçlarından sorumluluk , mirasçıların bütün malvarlıkları ile müteselsil (zincirleme) olarak devam eder. Bu sorumluluk, mirasın paylaşılmasından itibaren veya, miras bırakanın ölümünden sonra yerine getirilmesi gereken borçlarda, borcun muaccel olduğu tarihten 5 yıl geçince sona erer.

Kişinin ölümü ile birlikte bankadaki parası üzerinde tüm mirasçılar ortaklaşa hak sahibi olur. Türk medeni Kanunu’nun 640.maddesine bu ortaklık mirasın paylaşılmasına kadar sürer. Paylaşma anına kadar mirasçılardan hiçbiri bankadaki paraya dokunamaz…


 

Kişinin ölümü ile birlikte bankadaki parası üzerinde tüm mirasçılar ortaklaşa hak sahibi olur. Türk medeni Kanunu’nun 640.maddesine bu ortaklık mirasın paylaşılmasına kadar sürer. Paylaşma anına kadar mirasçılardan hiçbiri bankadaki paraya dokunamaz.

 

TMK’nun “Miras Ortaklığı” başlıklı 640.maddesine göre:

A. Mirasın geçmesinin sonucu

I. Miras ortaklığı

MADDE 640 - Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.

Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.

Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir.

Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır.

Bir mirasçı ödemeden aciz halinde ise, mirasın açılması üzerine diğer mirasçılar, haklarının korunması için gerekli önlemlerin gecikmeksizin alınmasını sulh mahkemesinden isteyebilirler.

TMK’nun “Elbirliği ile mülkiyet” başlıklı 701 ve 702.maddesinde bu mülkiyet türü şöyle düzenlenmiştir:

Elbirliği mülkiyeti

1. Kaynakları ve niteliği

MADDE 701 -  Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.

Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.

2. Hükümleri

Maddde 702 - Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir.

Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir.

Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz.

Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.

Mirasçının bankadaki parası elbirliğiyle mülkiyet rejimine tabi olduğundan, her bir ortağın bankadaki ortaklık hakkı, yani payına düşecek meblağı ancak bu malvarlığı tasfiyeye tabi tutulduğunda alabilir. Mirasçı tek başına hareket edemez. Mirasçıların tümü birlikte hareket etmeleri gerekir. Bu kanundan doğan bir zorunluluktur.

Hakkınızı aramaz hakkınıza sahip çıkmazsanız hakkınıza karşı en büyük haksızlığı siz yapmış olursunuz. Hukuki sorularınız için beyza@afyoncu.av.tr adresimize mail atarak bizlere ulaşabilirsiniz.

www.afyoncu.av.tr


Merak ettikleriniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz